Tren

Tren

“Özür dilerim” diye kısık bir sesle tekrarladı genç kadın. Bir elinde ufak bir valiz, bir elinde çantası on dakikaya kalkacak olan trene yetişmek için hızlı adımlarla ilerliyordu. Yine çok kalabalıktı Haydarpaşa. Sanki insanlar üstüne üstüne geliyordu. Son beş dakika kaldı. Artık gözlerindeki yaşları bile silmeye zamanı yoktu. Etraftan tuhaf tuhaf bakışlara aldırmadan koşarak yetişmesi gerekiyordu. Sanki bu tren kaçsa bir daha ömrü billâh buradan ayrılamayacağını hissetti, içi yandı, kavruldu.

Nihâyet yetişti kalkmak üzere olan trene. Vagonunu arayacak vakti yoktu, rastgele birine bindi. Bir süre koltuğunu aradı. Yüreğinde pır pır “özür dilerim” sesleri yankılanıyordu sanki. Gözlerindeki yaşları silerken yetmiş yaşlarında bir teyzenin yanında bulduğu koltuğunu.  Kızarmış pembe yanakları, yüzünde derin yaşanmış çizgiler, eşarbının ucundan görünen bembeyaz saç telleri… Gülümsedi teyze.

“Yerin burası mı yavrum,” dedi eliyle pencere kenarındaki koltuğu gösterirken. Derken genç kadının gözlerindeki kızarıklığı, yüzündeki ıslaklığı fark edince cevap beklemeden kalktı ve genç kadının yerine geçmesini için yer verdi.

“Teşekkür ederim,” dedi genç kadın titrek bir sesle. Valizini koltuğun üstündeki alana yerleştirdi. Pardösüsünü çıkardı. Derin bir iç çekip cam kenarındaki koltuğuna oturdu. Tren şehirden çıkmak üzereydi. Son kez baktı İstanbul’a. Bir damla daha süzüldü gözünden yanaklarına. Dilinde tekrar can buldu aynı cümle “özür dilerim,” dedi ve gözlerini yumdu. Ne kadar nezâket isteyen bir kelimeydi. Zarif, naif insanların söyleyebileceği bir kelime. Sahiden her şey için özür dilenir miydi? Örneğin bir başkasının eşyasını kırdığında özür dilenirdi. Hatta nezâketen zararı neyse ödenebilir ya da aynı eşya temin edilebilirdi. Ne düşünceli bir yaklaşım. Ya kalbini kırdılarsa? Özür dileyen yine nâzik midir o kadar? Yine düşünceli midir? Özür dileyerek ne değişir? Affedince tamir olur mu, sahiden parçalar? Bir kuru “özür” ile on yılını geri getirebilir mi takvimler? Gözlerini açtı genç kadın. Pencereye yöneldi, gökyüzünü seyretti. Ne umutlarla geldiği şehirden böyle kaçarcasına ayrılıyordu.

Yüreğindeki hararet hafif azaldığında yanındaki teyzenin içinin fokur fokur kaynadığını sanki konuşmak ister gibi bir halde olduğunu fark etti. Gayri ihtiyarî ona baktı, göz göze geldiler. Gülümsedi yaşlı teyze; elinde pamuklu, oyalı bir mendil vardı. Uzattı genç kadına.

“Ben, ben teşekkür ederim,” dedi kadın. İçine bastırdığı çığlıklar hıçkırır gibi konuşmasına sebep oldu.

“Bu da geçer, hikâyesini biliyor musun evlat,” dedi yaşlı teyze, elini genç kadının dizine dostane vurarak.

Genç kadın onaylar gibi başını salladı:

“Ah, teyzeciğim,” dedi. “Hikâyelerde ne de güzel anlatılıyor “bu da geçer” diye ama geçmiyor işte. Bazı yaralar, sözler geçmiyor, hele de bazı anılar yüreğimden hiç geçmiyor.”

“Bu da geçer,” diye yineledi yaşlı teyze. “Kimi şeyler güler geçer, kimi şeyler deler geçer, kimi şeyler de geçer ama izi kalır, yine de geçer,” dedi. Elleri yüzündeki kırışıklıklara gitti ve uzaklara daldı.

Kısa bir süre sessizlik oldu. İki kadın da düşünmeye daldı. Yalnızca kendinde dert olmadığını hissetmek genç kadının yüreğindeki yükü azaltmıştı sanki. Ne çok kırmışlardı kalbini ama bu da geçecekti tabii, şöyle bir teyzeye baktı, kendini daha çok güçlü hissetti.

Yaşlı teyze, genç kadındaki derdi bilmese de şanslı olduğunu düşünüyordu. Allah ömür verir de onun yaşlarına gelirse bunları düzeltmek için önünde uzun bir yol vardı. ”Belki bir yıl sonra bu üzüldükleri için kendine kızacak, hele de benim yaşlarıma gelince kendine kızmaktan bile çoktan vazgeçecek,” dedi. Ömrü gözünün önünden şöyle bir geçti. Zamanında annesinden duyduğu ve kulak arkası yaptığı şeyleri çoktan diline pelesenk etmişti. İç çekti, “gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse, dedikleri tam da bu,” dedi içinden.

Bu içeriğe emoji ile tepki ver
0 kullanıcı tepki verdi
Bunlar da ilginizi çekebilir
Benzer yazıları okuyabilirsiniz.
 
Hikâyenin Başa Sarmasıdır
  • ARALIK 17, 2020
  • 889 görüntülenme
 
Gayya Kuyusunda Aşk
  • AĞUSTOS 23, 2020
  • 1255 görüntülenme
0 Yorum
Yorumları okuyabilir ve cevaplayabilirsiniz.

Yorum Yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlendi.