Nazende

Kübra KAYAN
Nazende

“Seni merak ediyorum, ölesiye. Kendinden haber versen biraz n’olur? Bugün en çok neye sevindin mesela? Kaç saat uyudun, saat kaçta uyandın? Uyanır uyanmaz ilk iş ne yaparsın, bilmek istiyorum. Zangır zangır çalan saati kapatıp biraz daha uyur musun benim gibi? Sonra geç kalırsın göreve tabi. Bir bahane bulmak lazım diye didinir durur en nihayetinde gerçeğin limanına sığınırsın yediğin azarla, öyle değil mi? Dürüst bir insana benziyorsun. Gerçi bir simaya bakıp da anlaşılamaz böyle şeyler. Yine de yüzün yeryüzüne aydınlıktan haber veriyor sanki. Baktığımda sana, başımda ne kadar telaşe varsa hepsini bir bir savmış, evimin en huzur veren köşesine kıvrılmış hâlde buluyorum kendimi. Bir suret var ki, suret oluşunun ardında bir sır saklı adeta. Biri… Yalnızca suretine şahit olabildiğim biri, ağzından çıkacak her sözle, haklı olduğuna hak vereceğim ve bunu muhakeme edişimden zerre kuşku duymayacağım adilane hislere ulaştırıyor beni. Bir his ki doğruyu, gerçeği güpegündüz ortaya dökmek gibi; gözüne perde inmişlerin arasında. Öyle cesurane duygulara eriştiriyor beni. Bilemiyorum, esasen seni hakkıyla tanımadığım için beklentilerim öylesine yüksek ki. Masallardan masal beğeniyorum kendimce. Hayalle yoğrulduğunda küçücük tepeleri haşmetli dağlara dönüştürenlerden bilhassa. Gerçeğin patavatsızlığı karşısında ezilmekten korkarak…

Her şeye rağmen, zihnimde hayalin varken bir masalın başkahramanı zannediyorum kendimi. Öylesine nazende ve kıymetli… Maceranın başladığı ve sona erdiği yer gibi mana dolu.

Affedersin yine boş boğazlık ettim. Bir seninle laf lafı böyle açıyor. Konuşacak ne çok şey bulunuyor sorma gitsin. Uzun lafın kısası epeydir mektuplarıma karşılık verdiğin, birçok fotoğrafını göndererek beni bahtiyar ettiğin için bu son yazımda sana teşekkürlerimi, minnetimi iletmek isterim.

Gün yüzüyle görmeden, bana güvenebildin. Madem son veriyoruz, posta kutunda benden bir zarf bulamayacaksın artık. Bir adres iliştiriyorum aşağıya. Belirttiğim günde orada olacağım. Beni nereden mi tanıyacaksın? Ne kırmızı eşarp takacağım ne de elimde bir karanfil olacak. Yalnızca sen gelene dek arayan gözlerle bakacağım. Endişelenme. Nasıl görünüyor olursan ol, beni adilane ve cesurane hislere sevk eden o sureti nerede olsa tanıyacak olmaktan şeref duyacağım.”

Kapıdan sesler geldiğini işitti. Kalemle kâğıdı daha evvel hiç görmemiş gibi iterek yere düşürdü. Buna rağmen görünürde kalmıştı her ikisi de. Yakalanmaktan korkarken ne yapacağını şaşırdı. Gelen kız kardeşiydi. Sitemkâr ses tonuyla, ”Abla yine mi mektup başındasın? O elli sene evvelin modasıydı, mektup mu kaldı artık!” diye söylendi. Tozlu perdeleri sonuna kadar açarak odayı güneşe boğdu. “Yapma ama böyle kendini kahrediyorsun. Seni gördükçe kederimden ben boğuluyorum. Merak ediyorum, onca zaman geçti, hiç mi alışamıyorsun? Artık yeryüzünde olmayan birine yazıp duruyorsun şunları! Hem de her defasında farklı bir kurguyla. Bu defa ne oldunuz? Şehirlerarası yolcu taşıyan bir trende aynı vagona düşen iki seyyah mı? Fotoğraf falan gönderdiği de yok. Nereden çıkartıyorsun? Rahmetli adam… Bana ettirdiğin lafa bak, sen de abla insanı yoldan çıkarırsın!

Mutfağa geçerek ocağı yakmaya çalıştı. İçeriden söylenmeye devam ediyordu: Ah!  On sene evvelki hâlinden zerre farkın yok. İkiniz neler yaşadınız, neden her şeyi nostaljik yaşadınız bilmiyorum ama siz tazecik yaşınızla şimdinin değil, tam elli sene evvelin aşığıydınız. İşte bundan kesinkes eminim.” Odaya döndüğünde bütün sevecenliğini takınarak, “Bir şeyler açayım mı sana dinlersin, kafan düzelir?” diye sordu. Gülüşüne karışmış ses tonuyla, “Eskilerden açıyorum gayrısı seni paklamaz biliyorum,” dedi, sandalyede oturan mütebessim kadının boynuna sıkıca sarılırken. Yeni kaynattığı sütten bir bardak getirip masaya koydu. Alnından öptüğü ablasını şarkıyla baş başa bıraktı.

“Sensiz dağ döşüne çıktım bu seher,

 Öttü kumru kimi gür şelaleler.

 Ey, niye yalgızsan? Sordu laleler,

 Kövr etti niskilim, yâdıma düştün,

 Nazende sevgilim, yâdıma düştün.“

Bu içeriğe emoji ile tepki ver
9 kullanıcı tepki verdi
Bunlar da ilginizi çekebilir
Benzer yazıları okuyabilirsiniz.
 
Hikâyenin Başa Sarmasıdır
  • ARALIK 17, 2020
  • 1050 görüntülenme
 
Gayya Kuyusunda Aşk
  • AĞUSTOS 23, 2020
  • 1367 görüntülenme
0 Yorum
Yorumları okuyabilir ve cevaplayabilirsiniz.

Yorum Yazın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlendi.