Bugün ilginç bir konu ile karşınızdayım. İflah olmaz bir kitap kurdu olduğum için, iş ve yurt dışı seyahati dışında zamanım genelde kitap okumakla, kitap fuarlarında ve sahaflarda dolaşmakla geçiyor. İstanbul Kitap Fuarı, iki binli yılların başından beri zaten her yıl düzenli olarak ziyaret ettiğim bir etkinlik. Ancak kitap festivali denince aklınıza yalnızca böyle büyük çaplı organizasyonlar gelmesin. Zira İstanbul’da çeşitli zamanlarda düzenlenen daha küçük ölçekli ama çok hoş kitap etkinlikleri de var. İşte sahaf festivali bunlardan yalnızca biri. Geçenlerde, yani 2018 yılının mayıs ayında, Sarıyer Belediyesi tarafından düzenlenen kitap günlerine gitmiştim. Haydarpaşa Kitap Fuarı son birkaç yıldır düzenli olarak katıldığım bir diğer etkinlik.
Beyoğlu Sahaf Festivali de öyle, yıllardır giderim. Hatırlayacağınız gibi, bir zamanlar Tepebaşı TRT binası önünde düzenlenen bu fuar, bir süreden beri Taksim Meydanında yapılıyor. Bu yazımda, sahaf festivallerine gidecekler için minik bir rehber hazırladım. Karşınızda, kıdemli katılımcıdan (yüksek lisans tezimi sahaf tezgahlarında yazdım) festival tüyoları!
Sahaf Festivali, her zaman kitap fuarlarından daha ekonomiktir. Bir defa, 5 Liralık kitap stantları hemen her sahafta bulunur. Ya da 10 Liralık kitap stantları… Buralardan gayet güzel kitaplar bulduğumu bilirim. Dolayısıyla asıl aradığınız kitapları sormadan önce mutlaka bunları didik didik edin. Belki zaten aradığınız bir kitabı bulursunuz burada, belki de acil olmayan ama aklınızda olan bir kitap bunların içinden kendiliğinden çıkıverir. Yani burada mutlaka kaliteli ve işe yarar kitaplar bulma ihtimaliniz var. Yalnız bu iş öyle uzaktan bakmakla veya göz gezdirmekle olmaz. Dokunun, tezgaha iyice yaklaşın, eğilin, istiflenmemiş kitapları kurcalayın, tek tek incelemeye çalışın bütün kitap dizilerini… İyice yoklayın, burada içinizdeki Sherlock Holmes veya Müfettiş Gadget açığa çıkmalı! Mesela bu arama ve tarama sırasında aradığınız yazarın başka bir kitabına ulaşmanız sizi daha da motive etmeli, daha bir canla başla mücadele etmeye başlamalısınız. Aradığınız kitap öyle hazır bir şekilde ayağınıza gelmez çünkü… Hatta bazen aradığınız kitap sorduğunuz sahafın bile gözünden kaçmış olabiliyor. Dolayısıyla o yok dese de direnin, unutmayın, bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
İkincisi, bu indirim reyonları dışında, normal fiyatlı kitaplarda da sahaflar çok makul indirimler yaparlar. Burada da şuna dikkat ediyoruz, asla ilk söylenen fiyattan almıyoruz! Bu bütün Türk ticaret hayatı için de geçerli bir kuraldır. Unutmayın, siz Türksünüz, pazarlık yapın. Gitmeden önce mutlaka bir kitap listesi yapın. Elinizde yazılı bir kağıt olsun. Unutmaya karşın en büyük çözüm bu. Üstelik, sahaf festivalinde genelde baskısı olmayan ve eski tarihli kitapları aradığımız için, bu daha da önem arz ediyor. Aradığınız kitaplardan en önemli olanları üste, daha az önemli olanları altlara yazın. Hatta yalnızca kitabın ismini değil, yazarını ve yayın evini de internetten araştırın ve gitmeden mutlaka not alın. Sorduğunuz sahafa bu bilgileri de söylemek, inanın size çok şey kazandıracak. Özellikle de zaman tasarrufu. Bir sahafa yanaşıp, “Genç Bir Romancının İtirafları kitabı siz de var mı?” demekle, “en son Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından basılan, Umberto Eco’nun Genç Bir Romancının İtirafları kitabı siz de var mı?” demek arasında inanın dağlar kadar fark var… Unutmayın, sahaflar birer makine veya bilgisayar değil, insan. Onlarca, yüzlerce, hatta binlerce kitabı akıllarında tutamazlar. Bu arada Umberto Eco bu kitabında, “Nasıl yazıyorsunuz?” sorusuna “Soldan sağa” diye cevap vermiş, aklıma geldikçe, hatırladıkça hala gülerim. Şimdi hemen siz de gülün bakayım. Ha şöyle!
Kaynak: GeziVita