Benden İçeri Ben
- HAZİRAN 20, 2021
- 0
- 10
Merhaba! Nasılsın? İyi değilsin, biliyorum. İyi gibi gözüksen de içinde fırtınalar kopuyor, anlıyorum. Gerek pandemi süreci gerek yaşanılanlar seni melankoliye sürüklüyor değil mi? Merak etme ben de öyleyim. Bugün 25 yaşındasın. Yolun ortasına dahi gelmedin. Önünde yürünecek onca yol var, yürümelisin! Kırılsan da koparılsan da ayakta durmak zorundasın. Peki, keşkeler geliyor mu aklına? Gelsin! Seni sen yapacak olan yegâne şey senin pişmanlıklarındır çünkü. Peki, yaşadığın uykusuzluk hali onu geri getiriyor mu? Getirmeyecek, boşuna uykusuz kalma! Sen yine kendinle kalacaksın, giden sadece gidecek ve sen, uzaktan onun yürüdüğü yolları seveceksin. Gözyaşlarınla suladığın bir sevgi yolu olmadığı için sessiz sessiz ağlayan sanayi çocuğu umutsuzluğu oturacak yüreğinin oturma odasına. Peki, salonda bir köşede duran ve hiç kullanılmayan vitrin gibi duruyor mu sevgiye hasret yüreğin? Dursun! Daha zamanı gelmedi çünkü. Aşktan anlamayan taş kalplilerin caddesinde değil de sevgiye hasret Mecnunların dağlarında yeşereceksin bir gün. O dağlarda ellerin toprak kokuyor diye dışlanmayacaksın, merak etme. Biliyor musun Fransızcada ‘özledim’ denmezmiş, onun yerine ‘bende eksiksin’ denirmiş. Aradığın kişiyi bulduğun zaman sensiz eksiğim demeye cesaret edeceksin. Annenin sen daha küçük bir çocukken anlattığı bir varmış, bir yokmuş masalı gibi başlamayacak artık masalların. Gerçi büyüdüğün zaman masallara da inanmayacaksın ama neyse… Peki, gerçekler geliyor mu aklına? Gelsin! Gerçekler her daim acıdır ama acıyla yaşamayı öğrenmek zorundasın. Acıdır insanı büyüten ve olgunlaştıran. Peki, nasıl bir his seni yalnız bırakanla savaşmak? Dünyayı karşına alırsın ama seni yalnız bırakanla savaşamazsın, unutma! Vazgeç onunla ve kendinle savaşmaktan! Savaşların galibi yoktur, unutma! Hâlâ papatyalardan medet umuyor musun yoksa? Bir yaprak daha olsa seni sever mi sahiden? Artık kendini kandırma! Kalk ayağa ve geriye kalan 35-40 (!) yılını mutluluk içinde yaşa. Son olarak da şunu unutma: “Geç gelen yağmur hayat vermez kurumuş çiçeğe!”