Ayrılık Ölümden Elli Dirhem Fazla Mıdır?
- KASIM 30, 2018
- 2
- 1
Ölüm ile ayrılık müsâvi midir? Bizden ayrılanları kalbimize mi gömeriz; yoksa toprağa gömdüklerimizi kalbimizden de uğurlar mıyız? Böylesi sorulara yanıt bulmak güç. Zaten, yanıt bulmak isteyen kim? Birçok şair, şiirlerinde ölümü anlatmaya çalışmış dilleri döndüğünce. Her biri kendi penceresinden bakmış ölüme, şiirlerinde ölümü resmetmişler adeta. Ama öyle bir şiir var ki yazımın serlevhâsını ona borçluyum. Bu şiire soğuk bir kış gecesinde rastladım. Şöyle söylüyordu Karacaoğlan:
“Seyyah oldum gezdim gurbet elleri
Kâr etti canıma yeter ayrılık
Anlatayım başa gelen halleri
Ölümden çok çektim beter ayrılık”.
Okumaya devam ettim:
“Gurbet eli bizim için yaptılar
Çatısını pek muntazam çattılar
Ölüm ile ayrılığı tarttılar
Elli dirhem fazla geldi ayrılık”.
Öylece kalakaldığımı hatırlıyorum. Tokat gibi çarpmıştı yüzüme bu mısra. Sarsmıştı beni. Sanki gizli bir el omuzlarımdan tutup silkmişti. Sayıklıyordum: Ölüm, ayrılık, tartmak, elli dirhem, fazla gelmek… Günlerce bu soru döndü durdu aklımda. Doğru cevabı bir türlü bulamıyordum. Ayrılık, ölümden nasıl elli dirhem fazla gelebilirdi? Ayrılanlar bir daha kavuşamaz mıydı? Yoksa kavuşmak “öbür tarafa” mı kalmıştı? Birçok soru koşuşturuyordu zihnimin küçelerinde. Zihnimde dönüp duran bu sorulara yanıt bulmak için kabristanlara gittim. Orada medfun bulunanlara sordum: Ey bizden evvel ukbâya göçenler, ölüm ile ayrılığı tartsanız hangisi fazla gelir? Kulakları sağır edercesine bir sessizlik… Cevap yok. Ayrılanlara sordum: Ey, hasret-i hicran oduyla yananlar, ölüm ile ayrılığı tartsanız hangisi fazla gelir? Her birinden bin âh-u zâr işittim. Sonunda sorumun cevabını Süleyman Efendi’nin kahve ocağında yazılı şu mısrada buldum:
“Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasaydı.”
Karacaoğlan haklıydı. Ayrılık, ölümden elli dirhem fazlaydı ve kahve ocağındaki radyoda o sıra şu şarkı çalıyordu:
“Ayrılık, ayrılık, aman ayrılık
Her bir dertten âlâ yaman ayrılık.”
Karacaoglan
Yorum YazınE-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlendi.
Sanki 2 asırlık yaşanmışlığın yorumu. Çok beğendim.